Pinhani ‘Canlı Yayın’ adını verdikleri 4.albümle karşımızda.Grup üyelerinden Selim Aydın’ın evinde kayıtları yapılan albümde sevilen Pinhani şarkılarının yanı sıra Sertab Erener’den duymaya alıştığımız Pinhani şarkıları ‘Bir Varmışım Bir Yokmuşum’ , ‘Bir Damla Gözlerimde’ ;Neşet Ertaş’tan hatırladığımız ‘Gönül Dağı’ ve yıllardır eskimeyen Bulutsuzluk Özleminden ‘Uçtu Uçtu’ yer almakta. Biz de bu keyifle dinlediğimiz albüm hakkında bilinmeyenleri Pinhani ile konuştuk.
Müzikoza: Küçük bir evde 30 kişiye verilen konser,şuan müzik marketlerde ‘Canlı Yayın’ ismiyle dinleyicilerini beklemekte.Bu proje nasıl oluştu? Karar,gelişme,kayıt aşamalarından bahsedersek…
Pinhani: Bir süredir konser albümü yapmayı düşünüyorduk zaten. Bununla birlikte defalarca konserimize gelen dinleyicilere bile yeni ve ilginç gelebilecek bir albüm olsun istedik. Bunun için hem normal konser repertuarımızın biraz dışına çıktık hem de soundda değişiklikler yaptık. 1980li yılların başlarında yapılan Çekirdek Sanat Evi kayıtlarından ilham alarak samimi bir hava vermek istedik albümün geneline. Bunun için de küçük bir yerde az sayıda seyirciye çalmaya karar verdik. Bu amaçla çalabileceğimiz küçük mekanları araştırdık fakat mekanların takvimi ile bizimkini uyuşturamadık. Bir yandan da o mekana gelecek seyircinin konserin kaydediliyor olmasına göstereceği hassasiyet konusunda şüphelerimiz vardı. Sonunda bu küçük konseri yaklaşık bir buçuk aydır prova yaptığımız benim evin salonunda gerçekleştirmeye karar verdik.
Müzikoza: ‘Canlı Yayın’ sevilen birçok Pinhani şarkılarının yanı sıra çok farklı tarzlardaki şarkılarla da göz kırpıyor dinleyicilere. Şarkı seçimleri nasıl oldu?
Pinhani: Canlı Yayın'daki şarkıları; başkalarına verdiğimiz şarkılar, bizim şarkılarımızın değişik versiyonları, konserde çaldığımız ama bizde kaydı olmayan şarkılar ve yeni şarkılar diye ayırabiliriz. Her şarkının albümde olmasının farklı bir amacı var denebilir. Uçtu Uçtu bunların dışında kalıyor, ona da provalar sırasında karar verdik: Sinan şarkıya başladı, grubun geri kalanı ona katıldı ve bitirdiğimizde albüme koymaya karar vermiştik bile. Şairin Elinde ise ilk konserlerimizde çaldığımız bir şarkıydı, akustik hali de güzel oldu diye düşündük.
Müzikoza: Gönül Dağı ilk klibiniz. Ruhu Şaad olsun büyük halk ozanlarımızdan Neşet Ertaş’ın şarkısını yorumlamak… Ben kendi adıma çok beğendim yorumunuzu ve sizden türkü dinleme fikri hoşuma gitti. Var mı buna benzer projeler?
Pinhani: Neşet Ertaş gibi bir üstadın ardından Gönül Dağı'nı yorumlamak oldukça riskli bir işti. Olumlu tepkilerin yanında olumsuz tepkiler de geldi tabii ki. Bunu zaten bekliyorduk. Sizin beğenmenize de ayrıca sevindik tabi. Aslında bir önceki albümümüz 'Başka Şeyler'de söz ve müziği Sinan Kaynakcı'ya ait olan 'Değirmendeki' adında Trakya türküsü formunda diyebileceğimiz bir şarkı vardı. Bununla, türkülere çok da uzak durmadığımızı gösterdik diye düşünüyorum. İlerde de buna benzer bir şey yaparsak kimse şaşırmaz herhalde.
Müzikoza: Grubun kendi ürettiği bir Karadeniz türküsü de yer alıyor bu albümde. Ayşenur Kolivar’da bu türküde size eşlik etmekte. Karadeniz müziği yapmak aklınıza var mıydı? Nasıl çıktı karşımıza bu türkü…
Pinhani: Değişik ritimleri seven bir grup olduğumuzu söyleyebilirim. 4/4 şarkıları 7/8 veya 5/8 e çeviriyoruz bazen provalarda eğlenmek için. Bu türkü de Karadenizden alışık olduğumuz ritmin üzerine aslında yine çok uzaklardan alışık olduğumuz blues armonisinin eklenmesinden oluşuyor. Sözler ise klasik bir kavuşamama hikayesini hafif mizahi bir şekilde anlatıyor. İşin içine bir de banjo eklenince ortaya çok ilginç ve özgün bir türkü çıktı. Böyle bir türküde bize tabii ki kimse Ayşenur Kolivar'dan daha güzel eşlik edemezdi. Hatta Ayşenur bize eşlik etmeyi kabul ettikten sonra sözler düete uygun olacak şekilde biraz değiştirildi.
Müzikoza: Kayıt gecesi sizi dinleyen 30 kişi çok şanslı dedirtiyor görüntüler adeta… Böyle sıcak sevimli küçük mekanlarda çalıp söylemek daha başka sanki.. Neler düşünüyorsunuz?
Pinhani: Küçük mekanlarda çalmanın en güzel yanı seyircinin reaksiyonunu yüzünden anlayabiliyorsunuz ve daha doğrudan iletişime geçmek mümkün oluyor. Bir keresinde bir arkadaşım, bir konserlerinin nasıl geçtiğini sorduğumda "magic number'ı yakaladık" demişti. Bunun ne demek olduğunu sorduğumda herhangi bir gruptaki elemanların sayısı olduğunu öğrendim. Aynı sayıda seyirci gelince de bu sayıyı yakalamış oluyormuşsunuz. Bence de küçük mekanda keyifli konser için 5 kişi yeterli.
Müzikoza: Pinhani’nin kuruluşundan son geldiğiniz bu aşamaya bakarak grubunuz hakkında neler söylemek istersiniz?Yaptıklarınız,kafanızdakiler,yapmak istedikleriniz sizi tatmin etmekte mi?
Pinhani: Yapmak istediklerimizin çoğunu gerçekleştirdik, bunların bir kısmı belki daha iyi veya ustaca yapılabilirdi. Biz de herkes gibi her gün yeni şeyler öğreniyoruz ve daha güzelini yapmak için uğraşıyoruz. Gerçekleştiremediklerimiz içinse neyse ki daha vakit var. Hiç bir şey aceleye gelsin istemiyoruz. Geçen 7 yılda daha tecrübeli bir grup olduk. Umarım daha güzel müzik yapan, konserde daha iyi çalan bir grup da olmuşuzdur aynı zamanda. En önemlisi bu iş hala bizi heyecanlandırıyor. Albüm çıktığından beri "acaba insanlar ne demiş?" diye bakıyoruz sağa sola. Ben şahsen hala her konserden önce heyecanlanıyorum. Bunun olmadığı gün belki de Ege'ye yerleşip sebze yetiştirmenin vakti gelmiş demektir.
Müzikoza: Pinhani’nin bundan sonraki projeleri nelerdir?
Pinhani: Şimdilik albümümüzü tanıtmak için önümüzde yoğun bir program var, onu sağ salim atlatmak istiyoruz. Sonrasını henüz biz de bilmiyoruz. Kısmet...
Muzikoza.com Özel Röportajı
Muhabir: Merve C. Kartal
0 comments:
Yorum Gönder